Canlı yayında transferi açıkladı !

Canlı yayında transferi açıkladı !

Aziz Yıldırım, katıldığı canlı yayında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Fenerbahçe Başkanı Yıldırım, 1998 yılında başkanlığa seçildikten sonra Gülen’e kefil olmasının istendiğini belirtti, “Bu işi çözmemi istediler. Ben de Gülen’i tanımadığımı ve tanımadığım kişiye kefil olamayacağımı söyledim. Sonra bu olay kapandı ama 3 Temmuz’da kapanmadığını gördük. Bana yapılan operasyon 1998 yılından geliyor” dedi.

NTV ve NTV Spor’un ortak canlı yayınında yönetici Şekip Mosturoğlu ile birlikte Oğuz Haksever’in sorularını yanıtlayan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım 1998 yılında Fethullah Gülen’in mahkemesi için istenilen desteği vermemesi nedeniyle 3 Temmuz sürecini yaşadıklarını açıkladı.

15 Temmuz’un Türkiye için çok önemli bir dönemeç noktası olduğunu belirten Yıldırım, “15 Temmuz beni çok şaşırtmadı. 1 yıl önce sivil darbe yapılacak demiştim. 17-25 Aralık operasyonundan sonra Fethullah Gülen gerçeğini herkes görmüş oldu. O zamanlarda devletin kurumları değil, yalnızca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan savaştı. 15 Temmuz’a kadar Cumhurbaşkanı’nı yalnız bıraktılar. Herkes 15 Temmuz’dan sonra konuşmaya başladı” dedi.

‘Ergenekon tutmadı’

3 Temmuz’un sebebinin 1998 yılı olduğunu vurgulayan Yıldırım, “1998 yılında Fenerbahçe’nin başkanı oldum. Bir gün sonra bana telefon geldi. Bir milletvekiliyle görüştüm. Zaman Gazetesi’nden benimle görüşmek istiyorlarmış. Geldiler, konuştuk. Spor hakkında konuşacağız sanıyordum. Başladılar ‘Hoca efendi’ diye anlatmaya. Onun mahkemesi vardı ve devam ediyordu. Meğer Fethullah Gülen’in avukatlarını tanıdığım için gelmişler. Benden yardım istediler. Bu işi çözmemi istediler. Ben de Gülen’i tanımadığımı ve tanımadığım kişiye kefil olamayacağımı söyledim. Sonra bu olay kapandı ama 3 Temmuz’da kapanmadığını gördük. Bana yapılan operasyon 1998 yılından geliyor” diye konuştu.

2009-10 yılında şampiyon olmaları halinde operasyonun o zaman yapılacağını dile getiren Başkan Yıldırım, “Beni alma amaçları şike değil. Beni Ergenekon’a bağlamak istediler. Çok denediler ama yapamadılar. Benim hiçbir komutan ile konuşmam, görüşmem yok. Bulamadılar bir türlü. Şamil Tayyar, Kocaeli milletvekiline Ergenekon’un kasası diyor. Ergenekon’un avukatlarına ödeme yapıyormuşum. Bunu yapmaya çalıştılar ama beceremediler. Sonra bu kanunu çıkarıyorlar. Bu kanunu çıkaranların çoğu FETÖ’cü. Sonrasında da şike olayını çıkarıyorlar” ifadelerini kullandı.

‘Hedefleri Fenerbahçe’ydi’

Fenerbahçe’nin ele geçirilmek istendiğini kaydeden Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: “Fenerbahçe’yi ele geçirdiler mi? Siz bir örgüt liderisiniz. Ne yaparsınız? Emniyeti, yargıyı ele geçirirsiniz. Ben askeriyeyi biliyordum ama bu kadar olduğunu düşünmüyordum. Sonra kimi ele geçirirsiniz? İş adamlarını, sporu geçirirsiniz. Spor için Fenerbahçe’yi geçirirsiniz. Ben o zaman Kulüpler Birliği başkanıyım. 25 milyon taraftarı olan bir kulüp. Tabi ki Fenerbahçe’yi ele geçirmek istediler. Sonra sanatçıları alacaklardı. Kanaat önderlerini alacaklardı. Bizleri yok ettikten sonra kendi adamlarını yerleştirerek ele geçireceklerdi.”

“Kupa Fenerbahçe’nindir”

“2010-11 sezonu kupası Fenerbahçe’nindir. Bunu herkes kabul edecek. Yerle gök bir araya gelse bu kupa Trabzon’a gitmez. Bu kupa 25 milyon kişinin. Bunu herkes bilsin. 17-25 Aralık’ı inkar edenler, bu kupanın Trabzon’a gideceğini hayal ederler. Bizleri artık rahatsız etmeyin. Yandaş gazeteleri uyarıyorum. Doğruyu yazsınlar. Ben ve arkadaşlarım olmazsa daha kötü olaylar olurdu. Devlete de çağrı yapıyorum. Otobüsümüzü kurşunlayanların kim olduğunu bulsunlar.”

‘Yurt dışında da baskı yaptılar’

“15 gün önce Etik Kurulu başkanını gözaltına aldılar. ‘Şike yoktur. Benim FETÖ’cü olmam mümkün değil. Görev yaptığım şike döneminde FETÖ’cülerin hedefi oldum. TFF’ye ceza verilemez diye rapor gönderdik. Bir şekilde rapor değiştirilmiş’ diye beyanat vermiş. Etik Kurulu’nu istedikleri gibi basına sızdırdılar. Basın yoluyla da baskı yaptılar. Sportif yolla da baskı yapıldı. Fezlekeler de Avrupa’ya polis tarafından gönderildi. Yurt dışında da Fethullah Gülen bize operasyon yaptı.”

‘4 tane sporcu ile bitmez bu işler’

“Bana göre futbolcuları gözaltına almak yanlış. 17-25 Aralık’tan sonra geçerli diyorsunuz. Bu sporcular o tarihten sonra bir şey yaptılarsa doğru. Ama öncesiyse yanlış. Memurların atılmasına da karşıyım. Esas konu bu değil. Esas tespit edilmesi gerekenler daha büyükler. Ben bu çocukları tanıyorum. Ne kadar ilgileri var bilmiyorum. Adaletin önünde göreceğiz. Benim söylemek istediğim önce büyükleri almalıyız. 4 tane sporcu ile bitmez bu işler. Kanun çıkarken kanunları engellemeye çalışanlar, bir daha bu kanun geri gelmez diyenler vardı. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yine kanun için tek başına çalışma yaptı.”

TRANSFER...

‘Advocaat iki futbolcu istedi’

“Advocaat ile Pereira’dan da daha az bir ücrete anlaştık. Yok çok şey istiyormuş. Öyle bir durum yok. Maddi durumlar el veriyorsa transfer yapın dedi. Ben de maddi durumlar önemli değil dedim. Sağ kanata ve ofansif orta sahaya bir futbolcu istedi. Alamazsanız sorun değil dedi. Kaç tane alırız bilmiyorum.”

‘Caner’in dönme ihtimali sıfır’

“Gökhan Gönül ne zaman imzaladı tam olarak ne oldu bilmiyorum. Bu konuyu o kulüp açıklayabilir. Gökhan Gönül’e bir kızgınlığım yok. Yerine oyuncu aldık. Caner Erkin’în de dönme ihtimali sıfır.”

"Sow'u transfer edebiliriz"

Eski futbolcuları Moussa Sow'un takıma dönmesi konusunda sinyal veren başkan Yıldırım, "Sow, olduğu yerden mutlu değil, bize gelmek istiyor. Maaşını verebiliriz ama kulübüne ödeme yapmayız. Kulübü müsaade ederse transferini yapabiliriz." şeklinde görüş belirtti.
 
Kocaman ayrılmak istemedi!
 
Aziz Yıldırım, eski teknik direktörleri Aykut Kocaman'la, Pereira gittikten sonra görüştüklerini anlattı. Kocaman'ın, devam eden sözleşmesinden dolayı Atiker Konyaspor'dan ayrılamadığını belirten Yıldırım, daha önce kullandığı, "ben olduğum sürece buraya gelemez." sözünün hatırlatılması üzerine, "Bazen Fenerbahçe için neleri yuttuk, bunu da yutardık. Sorun değil." değerlendirmesinde bulundu.
 
“Tutuklanacaklar önceden belliydi”

Şekip Mosturoğlu şike davasında tutuklanacakların daha önceden belli olduğunu söyledi. Mosturoğlu, “Şike davası sürecinde bizi Beşiktaş Adliyesi’ne aldılar. Kimliklerimizi ikiye ayırdılar. Herkes şahittir. Tutuklanacaklar belliydi. Bir tarafta duran kimlikler tutuklandı, diğer taraftakiler serbest bırakıldı. Emre Bol adında biri çıktı ve ‘Emenike’nin para sayma görüntüler var’ dedi. Şimdi ortaya çıktı, cemaatle bağlantısı varmış. Medyada hâlâ etkileri sürüyor” dedi.